Türk Tarihinde Deri
İnsanlık
tarihinin
başladığı
noktadan
beri
hayatımızda
olan
deri,
Türkiye’nin
en
köklü
geçmişe
sahip
sektörlerinden
biridir.
Bugünkü
Türk
deri
ürünleri
sektörün
temellerinin
atıldığı
Anadolu
dericiliği,
geniş
bir
coğrafya
ile
etkileşim
içinde,
farklı
kültürlerin
potasında
gelişmiştir.
Anadolu’da
yaşayan
çeşitli
uygarlıklar
yüzyıllar
boyu
deriyi,
giyim,
ev
gereci,
müzik
aleti
gibi
pek
çok
ürüne
maharetle
çevirerek
kullanmışlardır.
Bunlarla
ilgili
ilk
bulgular
Orta
Anadolu’da,
bugüne
kadar
bulunan
en
büyük
ve
en
iyi
korunmuş
Neolitik
yerleşim
olan
Çatalhöyük’te
karşımıza
çıkmıştır.
Eski
çağlardan
beri
büyük
bir
deri
üretim
merkezi
olarak
tanınan
Anadolu’nun
görkemli
uygarlıklarından
Hititlerin
en
parlak
dönemleri
olan M.Ö 2000-1200 yılları arasında alüminyum ile tabaklama sanatını geliştirdikleri bilinmektedir.
Anadolu
dericilik
geleneği,
1071
yılında
Orta
Asya’dan
gelip
Anadolu’yu
yurt
belleyen
Türklerin
deri
işleme
maharetiyle
gelişimini
sürdürmüştür.
Eski
Türk
boylarında
hakana
ödenen
vergi
anlamına
gelen
“teri”
ve
“tirik”
kelimeleri
bile
dericiliğin, Anadolu öncesi Türk toplumlarının ekonomik sistemlerinde nasıl bir rol oynadığını ortaya koyar.
1077
–
1307
yılları
arasında
Anadolu
Selçuklu
dönemi
ise
Türklerin
ana
yurtlarından
taşıdıkları
kültürle
Anadolu’nun
yerel
kültür
birikimlerinin
ilginç
bir
sentezinin
ortaya
çıktığı
dönemi
temsil
eder.
Bu
dönemde
Doğu-Batı,
Kuzey-Güney
yollarının
buluşma
noktasındaki
Sivas,
Kayseri
gibi
eski
kentler,
transit
kervan
yollarının
uğrağı
olmanın
bir
özelliği
olarak en çok saraciye ve kavafiye (ayakkabı) işlerine yönelen talebi karşılamıştır.
Türklerin
dericilikteki
ustalığı,
Osmanlı
İmparatorluğu
zamanında
hızla
gelişmiş
ve
büyük
ilerleme
göstermiştir.
Dericiliğe
büyük
önem
veren
Fatih
Sultan
Mehmet,
fethettiği
İstanbul’a
33
salhane,
360
tabakhane
yaptırmış
ve
esnafın
büyük
bir
kısmını
buralarda
çalışmaya
yönlendirmiştir.
Osmanlı
döneminde
en
büyük
deri
üretim
ve
tüketim
merkezi
olarak
İstanbul ön plana çıksa da, Anadolu’da deri eşya imal eden tarihi merkezler de büyümelerini sürdürmüştür.
16.
ve
17.
yüzyıllarda
o
zamana
kadarki
en
parlak
devrini
yaşayan
Türk
dericiliği,
uzmanlığı
ve
üstün
ürünleri
ile
yurt
dışında
da
aranır
hale
gelmiştir.
Türklere
özgü
bir
deri
yapım
yöntemi
olan
“sahtiyan”,
bu
dönemde
dünyaca
kabul
görmüş ve İngilizce literatüre “Turkish Leather” olarak girmiştir.
Cumhuriyetin
ilk
yıllarında
Anadolu’da
neredeyse
her
kasabada
deri
işlemeciliğinin
var
olduğu
anlaşılmaktadır.
Bugün
hala
herhangi
bir
kasabamızda
"tabakhane
sokağı,
tabakhaneler
deresi,
debbağlar
çarşısı,
tabaklar
hamamı"
gibi
isimlere rastlamak mümkündür.
Dericilik,
Türklerin
sadece
ekonomisinde
değil
geleneklerinin
içinde
de
büyük
yere
sahiptir.
Kişi,
dokuz
kat
keçeye
bürünse
yine
yağmurun
ıslatmasından
kurtulamaz.
Bir
deri
giysi
ise
kişiyi
soğuktan
korur
anlamına
gelen
"Dokuz
keçe,
su
geçe;
bir
deri,
soğuk
geri"
ve
her
şey,
durumuna
uygun
yöntemlerle
korunur
anlamına
gelen
"Avradı
eri
saklar,
peyniri
deri"
deyimleri bunun en büyük örneğidir.
Bu
binlerce
yıllık
Türk
geleneğinin
ülkenin
hızla
büyüyen
üretim
gücüyle
birleşmesi
Türkiye’yi
deri
üretiminde
en
iddialı
ülkelerden
birisi
haline
getirmiştir.
Türk
deri
sektörü,
bugün
Tuzla,
Menemen
ve
Çorlu
bölgelerinde
arıtma
tesisine
sahip
üç
deri
organize
sanayi
bölgesi,
Bursa,
Uşak,
Gerede,
Gaziantep'teki
deri
üretim
tesisleri,
konfeksiyon
atölyeleri
ve
fabrikalarıyla çağların ötesinden gelen dev bir üretim kolu halini almıştır.
Alo Derici Ankara
0 312 418 08 00
0 536 695 3 846
•
Deri Ceket Tamiri
•
Deri Mont Tamiri
•
Deri Kaban Tamiri
•
Deri Palto Tamiri
•
Deri Mont Tamiri
•
Bayam Deri Ceket Modelleri
•
Erkek Deri Ceket Modelleri
•
Deri Ceket Yenileme
•
Deri Mont Yenileme
•
Deri Kaban Yenileme
•
Deri Palto Yenileme
•
Deri Mont Yenileme
•
Bayan Deri Ceket Dikimi
•
Erkek Deri Ceket Dikimi
•
Deri Ceket Boyama
•
Deri Mont Boyama
•
Deri Kaban Boyama
•
Deri Palto Boyama
•
Deri Mont Boyama
•
Bayan Deri Ceket Siparişi
•
Erkek Deri Ceket Siparişi
Derici Ankara © 2016